Yeminli Mali Müşavir Ahmet Gündüz gazetemize 5 yıl önce vermiş olduğu bir röportajda KDV’nin %1’e indirilmesini önermişti. Birçok kişinin absürt olarak karşıladığı onun bu önerisi temel gıda maddelerinde uygulamaya konarak gerçekleştirildi. Gündüz, kısmı de olsa bu uygulamanın isabetli bir uygulama olduğunu ifade ederek; “KDV oranının her türlü mal ve hizmette % 1’e indirilmesi bir devrim niteliği taşıyacak ve ekonomide kelimenin tam anlamıyla bir rahatlama sağlayacaktır. Ülkemiz için de bunun gerekli olduğu inancındayım” dedi.
YEMİNLİ Mali Müşavir Ahmet Gündüz konuya ilişkin değerlendirmesinde şu açıklamaları yaptı.
ÜLKEMİZİN ARTIK YENİ VERGİ SİSTEMİ
UYGULAMASININ ZAMANI ÇOKTAN GELMİŞTİR
KDV Kanununa göre, genel KDV oranı % 18, bazı mal ve hizmetler için ise iki farklı indirimli KDV oranı (% 1 ve %8) uygulanmaktaydı.
I. sayılı listedeki teslim ve hizmetler için % 1,
II. sayılı listedeki teslim ve hizmetler için % 8,
1 ve 2 sayılı liste haricindeki işlemler için %18 oranı uygulanmakta idi.
Ancak Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın 12 Şubat 2022 tarihinde “KDV Sistemini Sadeleştirme Programı” kapsamında temel gıda maddelerinde % 8 olan KDV oranının %1’e indirileceğini açıklamasının ardından (13 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete’de) yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile %8 olan KDV oranları 14 Şubat 2022 Pazartesi tarihinden itibaren % 1’e indirilmiştir.
Bu değişiklik ile gıda maddelerinin II. sayılı listeden I. sayılı listeye alınması suretiyle yapılmış olup, indirimden önce % 8 KDV tahsil eden mükellefler indirimden sonra sadece % 1 KDV tahsil edecektir.
Bu demektir ki yüklendiği KDV’yi eskisi kadar gideremeyecek, yani KDV iade talebi artacak olup, indirim kararının bu malları satanlara daha hızlı bir KDV iade sistemi ile desteklenmesi zorunlu hale gelmiştir.
Bu mükelleflerin ise mutlaka 3065 sayılı KDV Kanununun 29/2. maddesi kapsamında indirimli oran KDV iadesine başvurarak yüklendikleri KDV’leri nakden veya mahsuben almaları gerekir.
Ülkemizde uygulanan KDV, Damga Vergisi ve Vergi Usul Kanunu yıllar önce hazırlanmış kanunlardır.
Ülkemizin artık YENİ VERGİ SİSTEMİ uygulamasının zamanı çoktan gelmiştir.
Bilgisayar sistemlerindeki gelişmeler, İNTERNET UYGULAMALARI, ticaretin uluslararası boyutunun artması, ülkemizin KÜRESEL KÖY’deki konumunu güçlendirmesi için VERGİ KANUNLARINDA köklü düzenlemeler yapılmasını ZORUNLU KILMAKTADIR.
MEVCUT KDV KANUNUN EKSİKLİKLERİ
Mevcut KDV kanunu hem oran olarak % 1, % 8, % 18 olmak üzere 3 oranlı bir kanun, hem de tahakkuk esasına göre tahakkuk eden bir vergi. Verginin büyük bir kısmı % 18 oranlı ürün gurubundan alınmakta, vergi indirim mekanizması sebebiyle, hem mükellefler tarafından sahte veya muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge kullanımını, kayıt dışılığı arttırmaktadır. Maliye kayıt dışılığı dürüst mükellefler üzerinden denetimlerle azaltmak için ayrıca bir çaba sarf etmektedir. Ayrıca vergi mal veya hizmetin geliri alınmadan fatura veya belge düzenlendiği anda ödenmekte olup, vadeli satış yapan mükelleflerin eline satış bedeli geçmeden borç tahakkuk ederek mükellefleri zor duruma düşürmekte, vergi borcu üretmektedir. Bu sistem yıllardır ülke ekonomisinde işletmelere yük olmakta ve işletmeler bu nedenle fatura kesmekten veya belge vermekten kaçınmakta ve kayıt dışı ekonomiyi körüklemektedir.
KDV KANUNDAKİ REVİZYON ÖNERİMİZ
Bize göre KDV vergisinde % 18 oranında bir KDV’nin hesaplanması işverenlerin işletmelerinin faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. KDV’nin kaldırılmasından ziyade REHABİLİTE EDİLMESİ gerekmektedir.
Bize göre, Rehabilitasyon için KDV’de İNDİRİM mekanizmasının KALDIRILMASINI öneriyoruz. Ayrıca KDV oranının % 1’e indirilmesini öneriyoruz. Ödenen bu verginin maliyet veya giderlere yazılabilmesi gerekmektedir. Böylelikle her 100 TL satış yapan tüm işyerleri 1 TL’sini devlete KDV olarak ödeyecektir. Böylelikle hem TÜM mükellefler hasılatı oranında % 1 vergi ödeyecek, hem de mükelleflere KDV İADESİ olmayacaktır. Böylelikle ülke kasasından para çıkmamış olacaktır.
KDV sistemindeki bu reform değişiklikle ülkemizin gayri safi satışlarının % 1’i kadar KDV VERGİSİ alınmış olacaktır. 2021 yılı sonunda 7 trilyon 588 milyar 917 milyon TL’lik bir nominal GSYH düzeyinde olduğundan 7 trilyon 588 milyar 917 milyon TL’nin % 1 olan 75 milyar 889 milyon TL her ay 6 milyar 324 milyon TL KDV gelir elde edilmiş olacaktır.
Böylece mükellefler vergi yükü hesaplamasında her 100 TL satış için % 1 KDV yüklerinin olduğunu bilecek, kayıt dışı alışlar veya sahte fatura gibi yasal olmayan işlemlere tevessül etmeyeceklerdir. Hem de mükellefler faturalarını düzenli keseceklerdir. Ayrıca KDV vergisi mükellefleri ve tüketiciler üzerinde hem pazarlık konusu yapıldığını hem de kazanç unsuru yapıldığını biliyoruz. KDV düşük oranlı örneğin % 1 gibi bir oranlı vergi olsa ve tüm mükellefler geliri üzerinden ödese, tüm mükelleflere eşit bir yük getirmemiş olacak ve her mükellef geliri ile orantılı olarak KDV ödemiş olacaktır.
SONUÇ:
Dünyadaki ekonomik ve teknolojik gelişmeler bakıldığında ülkelerin birbirine uzaklıkları kısalmıştır. Bu nedenle vergi sistemlerini de değişen teknoloji ve ekonomiler paralelinde düzenlemek gerekir. 1980’li yıllarda rahmetli Adnan Kahveci zamanında temelleri atılan KDV kanunu ve diğer vergi kanununda bugüne kadar bir çok değişiklik yapılmıştır. Ancak köklü bir değişiklik öngörülmemiş ve yapılmamıştır.Bize göre, KDV vergisinde indirim mekanizmasının kaldırılması ve oranının % 1’e düşürülmesi ile her mükellefin cirosunun % 1’i oranında devletine vergi katkısının olması sağlanacaktır. Ayrıca tüm mükelleflerin belge düzeninde FATURA kullandırılması, defterlerini de BİLANÇO esasına göre E-DEFTER şeklinde tutmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir.